9 Ocak 2012 Pazartesi

Bernarda Alba'nın Pembe Mezarlık Olmak İsteyen Kızları . . .

AKM’nin önünde buluşmayalı meğer ne kadar uzun zaman olmuş. Sadece buluşmak mı, oyun izlemeyeli de çok uzun zaman oldu. Geçen hafta Bilgi Üniversitesi’nin Dolapdere Kampüsü’ne gitmek için arkadaşlarımla AKM’nin önünde servis beklerken, o görkemli ama boş binaya yine hasretle baktım. Orda izlediğim oyunları düşündüm. Çayhane, Yangın Duası, Ayaktakımı Arasında, Leanenin Güzellik Kraliçesi ve niceleri. AKM ile ilgili o kadar çok anım var ki, eminim sanatla biraz haşır neşir olan herkesin vardır. Mesela ben hayatımın ilk ve tek röportajını AKM gişesinin önünde vermiştim. Bir grup üniversite öğrencisinin okul projesiydi. Tiyatro eğitimi veren kurumlar, ücretler hakkında bir çalışma yapıyorlardı. İlk başta biraz çekinmiştim ama keyifli olmuştu.

Tüm bu düşünceler içindeyken servis geldi, bende AKM’ye ait anılarımla Tiyatro Oyunbaz’ın yeni oyunu Bernarda Alba’nın Evi’ni izlemek üzere servise bindim. Bu benim Bilgi Üniversitesi’nde ikinci oyun izleyişim. İlki de yine Tiyatro Oyunbaz’ın Peer Gnyt isimli oyunuydu. Üç saat süren müthiş bir performanstı, tüm ekip çok başarılıydı. Oyun bittiğinde ekip olarak ne kadar eğlendiklerini, aralarındaki uyumu, tiyatro yapma keyfini nasıl paylaştıklarına da şahit olmuştum. Oyunun kitapçığı da bence oyundan kalan önemli bir hatıra. Çok az ekip oyunları için böyle kitapçıklarla uğraşıyor.

Tiyatro Oyunbaz bana göre sahnede her zaman zor oyunlar oynamayı seviyor. Zor diyorum çünkü hepsi önemli klasikler. Ama onların bu klasik oyunları öyle bir yorumlayışı var ki. O zorluk sahnede profesyonel bir ekip işine dönüştüğünde sizde sıkılmadan kendinizi oyuna kaptırıp gidiyorsunuz.

Dün akşam izlediğim oyunda dul kalan Bernarda Alba’nın 8 yıl boyunca yas ilan edip, 5 kızının hayatını nasıl kararttığına tanık oldum, böyle söylüyorum çünkü oyunda sözkonusu olan Bernarda’nın eşi için ilan ettiği yası sanki sizde onlarla birlikte yaşıyorsunuz. Pencereden bakmak, dışarıdan gelen çalışan erkeklerin seslerini dinlemek, aşka duyulan özlem, her şey onları izlerken sizin içinde kıymetli oluyor. Derin nefes almak, özgürce yürümek, koşmak. Hayatın, yaşamanın, o küçük anların farkına varıyorsunuz.

Bernarda’nın ilk eşinden olan kızı Angustias (Angusyas) ile günün birinde evlenmek isteyen bir genç çıkınca bu kez kızlar arasında da çekişmeler başlıyor, herkes gece saatlerce süren pencere önündeki konuşmaları dinliyor, kıskançlıklar, gerilimler. Ve kızlardan biri de aynı kişiye aşık olunca olaylar daha da farklı bir boyut alıyor. Bu beş geçkin genç kızın arasında evde yaşayan bir de çatlak anane var. Onun derdi de evlenmek. Yasaklanan her şeyi yapmak isteyen, evdeki yaşayan ölülerin dilinden dökülemeyenleri dile getiren yarı akıllı yarı deli biri.
Dekor olarak kullanılan herkesin kendi elinde tuttuğu pencereler sanki herkesin kendi hapishanesini simgeliyordu. Pencereleri açsalar özgürlüğe kavuşacaklar, ama yapamıyorlar. Model'in Pembe Mezarlık şarkısında söylediği gibi aslında onların herbiri pembe düşler görmek için ölmek, pembe mezarlık olmak istiyor. Ancak anne öyle katı ki, onların yaşama hakkını ellerinden alıyor, buna ne kadar dayanabilirsiniz ki. Sonunda kızlardan biri özgür olmayı başarıyor, bu özgürlüğün bedelini ise annesi dahil, geride kalanlara çok ağır bir şekilde ödetiyor.

Yalnız oyunun final sahnesinin temposu, oyunun tamamına göre sanki biraz düşük kaldı gibi. Birinci perdenin ortalarında Bernarda’nın odasından kaçan, annesine odana git diye bağırdığı, ışık efektleriyle de güçlendirilen sahne benim oyunda en çok beğendiğim ve etkilendiğim sahnelerden biriydi ve ben finalde de böyle bir tadı aradım. Ama sonuç olarak başta Bernarda Alba, hizmetçi ve Angusyas olmak üzere tüm Oyunbaz ekibi sahnede yine çok iyiydi, yaptıkları her iş kesinlikle izlenmeye değer diye düşünüyorum, ekibin bu sezon devam eden bir diğer oyunu Ekmek Parası’da yakın zamanda göreceğim oyunlar arasında.

Tiyatro Oyunbaz ile tanışmak, oyunları ve güncel programlarıyla ilgili bilgi almak istiyorsanız www.tiyatrooyunbaz.com’a tıklamanız yeterli.
Sanatla, sağlıcakla, keyifli bir hafta dileğiyle.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder