1 Aralık 2011 Perşembe

Doğa Rutkay'dan Harika Bir Yazı "Tozu Yuttuk!.."

Hazırım… Hazırız… Salon tıka basa dolu… (Hani şurdan üstlerine atlasam kesin yere düşmem.) Peki ya saçlarımız, kostümler, replikler? Hepsi hazır! Uğur Uludağ ‘ın dudağı arada seğiriyor, Yosi çekmiş bi kenara Yağmur’u telaşlı bi hatırlatma yapıyor. Hakan, dünyayla ilişkisini çoktan kesti, dekorun arkasındaki yerinde Demet’le gonk sesini bekliyor. Şu Melisa ve Aslı kolumdan çekiştirmese, ben hala size laf yetiştirmeye devam edeceğim. Ancak Funda hala ceketini giymemiş, Barış sabah öğrendiği bir espriyi patlatacak adam arıyor. Dekorun önünde seyirciler fısır fısır, dekorun arkasında biz tüm ekip fıkır fıkır. (E.S.E.K sadece oyuncularıyla değil, teknik ekibiylede nam salmıştır!) Doğukan, Özgür ve Koray son detayları kontrol ediyor. Yeliz, kostümlerimizde eksik var mı derdinde. -Vay be arkadaş! On yıl oldu konservatuarı bitireli… Daha dün gibi Müşfik Kenter, Zeliha Berksoy, Cihan Ünal ve daha nice öğretmenlerimin önünde titreyişim. On yıllık mektepli tiyatrocuyuz yani – boru değil – hala titriyoruz sahne arkasında. Sahnede buluşmanın ilk beş dakikasının ardından, çalsın sazlar, oynasın kızlaraaaar! O an ne dert, ne keder, ne ödenmemiş faturalar, ne terk etmiş sevgili, ne beğenip alamadığınız çanta olmayacak aklınızda. Bir garip ilişkiye başlayacağız birlikte, hiç tanışmadan hem de. Perde açılıyor, ışıklar tam kıvamında, ekip adım adım sahnedeki yerini alıyor. Biz daha Uğur’la arkada beklemedeyiz… Seyirciyle buluşmadan evvel, sahne arkasındaki dakikaları bilemezsiniz. Ne kadar usta, tecrübeli olursan ol, bir başkadır dizlerinin aşkla titreyişi. Aynı oyunu yüzlerce kere oynamana rağmen, ilk oyunmuş gibi deliye dönersin. Aklından daima ezberin geçer. Amatör ruhunun elini hiç bırakmadan, sahneye çıkıp ustalığını sergilersin. Hem de çok severek her anını, kendini, birbirini, insanları çok severek… Tiyatro işte tam anlamıyla budur bence! Sevmeyi, sevdirmeyi öğretir. Yol almayı, düşmeyi, kalkmayı, kanayan yarayı, dinmeyen gözyaşını, kederin tam içini, elini kolunu, neşeyi sevdirir. Yalnız bırakmaz, itip kakmaz, karanlıkta korkutmaz, incecik sevdirir kendini. Bence tiyatro budur işte! Dizlerine yatıp, saçlarımı okşatırım. İçimde ne kadar kavga varsa ona kusar, en aç kaldığımda kemirerek yerim onu. Binlerce metre aşağıya bırakırcasına kendini, sonunu hiç düşünmeden aşık olurum her seferinde. Edep sanatıdır tiyatro! Kalpten şaşmaz, sözden kaçmaz, basit bir oyun gibi okşar, kızartırcasına atar tokatını. Onca sayfalar çevirip, binlerce yaşamış yaşamamış, tanıdık gelen veya asla karşılaşmayacağınız insanlardan geçmektir tiyatro. Uyuduğunuz uykuda, terk ettiğiniz sevgilide, küflenmiş fotoğraflarda usulca hayatı bekler… Hem kuytuda kalır hem yaşam boyu asılıdır suratınızda. Sadakattir tiyatro! Öyle gözü işte , eli oynaştayı sevmez. Her gece aynı ilgiyi, aynı öpücüğü, aynı vazgeçilmezliği bekler. Aldatmayı pek iyi bildiği halde tek eşlidir. Yargılamaz, boşa sevişmez, tek gecelik yataklara uzanmaz. Henüz kırk günlükken, anne ve babamın kucağında beni sahneye çıkarmışlar. Bizde adettir ‘Sahne tozu yutsun’. Kendimi bildim bileli – tozluyum -. Nefes almayı unuttuğumdan beri – tozluyum -. ‘Şöhret rüzgarı saçlarımı savursa da, televizyon, sinema diğer sevdiklerim olsada, üzgünüm ben – tozluyum -.’ Gidemem, bırakamam, sahnede olmamayı düşünemem! Ne teklif çıkarsa önüme, hangi engel tıkarsa da yolumu… -Tiyatromu ve beni kabul ediyorsanız – gelirim sizinle. Kalp gözüdür tiyatro bence! Ne görmek istersen, umudun her neyse, uzun zamandır mutsuzsan, bir sevgilin bile yoksa, gizlice ağlamak için bile hatta… Saçların ne renk, cebinde kaç para var, az evvel hangi şarkıda dalıp gitmiştin… Kalpte deprem gibidir tiyatro! İzlerken başka, oynarken daha da başka… Gözgöze, dizdize, elele, dudak dudağa gökyüzüne uçmaktır, nereye varacağını hiç düşünmeden hem de! Kendimi bildim bileli, en doğru ifadelerimi sahnede yakaladım. En derin kararlarımı, en berbat hislerimi sahneye çıkardım. Utanmadan gösterdim insanlara zaaflarımı. En yakın dostum öldü, sahnede ağladım. Aşık oldum, sahnede parladım. Düştüm, sahnede kurudu yaram. Sadece ben değil, hepimiz bu tozu yuttuk. Uğur beni itekliyor ,sıram gelmiş. Artık ben de sahneye çıkıyorum. Sonra ne mi oluyor? – 3. TÜRDEN YAKIN İLİŞKİLER BAŞLANGIÇ - Bu sezon perdesini sizler için açıyor… Gelin hep beraber olalım… Oyun çıkışı konuşuruz! NOT= Bize en kısa yoldan ulaşmak için, www.esekart.com DOĞA RUTKAY .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder