26 Aralık 2011 Pazartesi

Sahnede Destan Olamayan Bir Keşanlı Ali...!

“İnsanlar ölür, destanlar kalır.”

Keşanlı Ali Destanı’nın sembolüdür bu söz. İlk kez 1964 senesinde Gülriz Suriri-Engin Cezzar Tiyatro’sunda, sonrasında birçok tiyatro grubu tarafından sahnelenmiş bu efsane müzikali maalesef o muhteşem kadrolarla izleme şansım olmadı. Oyun Gülriz Suriri-Engin Cezzar Tiyatrosu tarafından 1970’lere kadar kapalı gişe oynamış. Yönetmenliğini yaşayan büyük usta Genco Erkal yapmış, hatta televizyona mini bir dizi olarak da çekilmiş.Sonrasında şu anda da olduğu gibi birçok tiyatro grubu tarafından sahnelenmiş, sinemaya çekilmiş.

Dediğim gibi ustaların içinde olduğu kadrolarla izleme şansım olmadı, ama 2007 sezonunda İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen Keşanlı Ali Destanı’da benim için unutulmazlardandı. Bunu dün TİM Maslak Sahnesi’nde izlediğim Sadri Alışık Tiyatrosu’nun sahnelemeye başladığı Keşanlı Ali Destanı’nı izledikten sonra daha iyi anladım. Beklentim mi çoktu bilemiyorum, ama daha farklı bir sahneleme, daha güzel bir şey izlemeyi umduğum kesin:) Songül Öden’in oyunculuğu için denecek hiçbir şey yok, o kadar doğal bir oyunculuğu var ki. Yavuz Bingöl’ün 2. perdede yaptığı kısa bir dans şovu vardı bu da gerçekten çok güzeldi. Yan rollerde oyunculuğuyla dikkat çeken başka bir karakter de Sipsi.

Ama oyunun genelinde sanki hızlandırılmış bir Keşanlı Ali Destanı vardı, şarkılar kısa söylenip hemen bitiyor. Özellikle final şarkısı uzun tutulsaydı keşke. Bir umutla şarkıyı dinlemeyi umarken o da hemen bitiverdi.
Oyunda silah patlamasının iki tahtanın birbirine vurularak yapılması, Zilha’nın Sineklidağ’a gezdirmeye getirdiği zengin köpeği Şamama’nın oyuncak köpek oluşu oyunun gerçekçiliğini de tamamen yok etmiş. Bugün youtube ve google ‘dan baktığım eski videolarda benim izlediğim dahil gerçek köpek kullanılmış. Özetle Tim Maslak gibi görkemli bir sahnede hiç de görkemli olmayan bir müzikal izlemiş oldum. Ama bu daha iyisini izlediğimi hatırlattığı için bir anlamda çok da güzel oldu.

Tiyatroya çok gitmenin faydalarından biri de bu aslında, farkı görme şansınız doğuyor. O halde tiyatroya gitmeye, keyifli yeni oyunlar keşfetmeye devam:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder